Ayna’ya Bakmak II. - Kadınlar Güzeldir
Bireysel Gelişim

Ayna’ya Bakmak II.

Psikolog Bilun Altunlu Armağan  

Çevremize nasıl baktığımız kendimize nasıl baktığımız ile çok ilgilidir. Kendimizde bilinçli, bilinçsiz neleri görüyorsak, çevremizde de onları görmeyi seçeriz. Bu fark etmeden yaptığımız ve geliştirdiğimiz bakış açılarımızdır. Eğer kendilik fikrimiz olumsuz ve eksiklikleri görmek üzerine kurulu ise, diğer her şeyi de bu bakış açısından görmeyi seçeriz.

Daha önce yazdığım gibi paradigmalarımızın doğrultusunda gelişen bilgi işleme yollarımız (neuropathways) bize neyi görüp, neyi görmeme konusunda sürekli rehberlik eder. Örneğin doğaya bakın, gözünüze ilk neler çarpıyor?

Çamur, ölü yapraklar, böcek ve solucanlar onların sizin hoşunuza gitmediği mi? Yoksa doğanın bize sunduğu her bir şeydeki (çamur vs. dâhil) güzellikler mi?

Sokağa çıktığınızda, gözünüz karışıklık, düzensizlik veya kirli olana mı takılıyor? Yoksa güzellikleri (güzel bir mağaza, sokağın başındaki ağaç ve o anda dama konmuş bir serçe gibi) mi görüyor?

Neyi görmeyi ve nasıl görmeyi seçiyorsanız, bilin ki kendinize ve diğerlerine de aynı şekilde bakıyorsunuz. Böylece hayatınızı oluşturuyorsunuz. Her baktığınızda güzellikleri görebilmek sizin gerçek gücünüzdür.

Beş duyumuz ile algıladığımız her şey bizim bilinçli/bilinçsiz zihnimizi besler. Bütün gördüklerimiz okuduklarımız bizim zihnimizin besinidir. Bu noktada karar verecek olan sizsiniz; zihin gıdanız besleyici mi olmalı, yoksa hastalıklı mı?

Güzellikleri görmek bir sanat gibidir. Bu amaçla çevremize bakmayı seçebilir ve bunun eğlenceli bir oyuna dönüştürebilirsiniz. Üstelik gözümüzün gördüğü her şey bilinçaltı zihnimize yerleşir ve bilinçaltı zihnimiz sadece bizim duygu ve otomatik düşüncelerimizi değil hayatımızı oluşturacak kadar güçlüdür.

Baktığınız, okuduğunuz her şeyde olumluya odaklanın ve hatta olumsuz resim, görüntüler (film, televizyon)dan kaçının. Bilinçaltı zihin detox’u yapın. Sosyal vicdanımızı, kolektif bilincimizi rahatsız eden görüntüleri zihninize kaydetmeyin, çünkü tüm bu imgeler hayatınızı oluşturan güçlerdir.

İmajinasyon (imgeleme) egzersizleri işinize yarayabilir. Yaşamınızda ve sizde gerçekleşmesini istediğiniz durumları zihin gözünüzde canlandırın.

Boşuna iyi gitmeyen ve eksik olan şeylerle zihninizi doldurmayın. Aklınıza olumsuzluklar geldiğinde bunun yerine neyin olmasını istediniz bunu zihninizde canlandırın. Bunların gerçekleşebileceğine inanmayı deneyin. Hatta bu canlandırmalar esnasında, hayallerinizi desteklemek için o durumun sizde yaratabileceği duyguları deneyimleyin.

Tüm bedeninize o olumlu duyguların enerjilerini hissettirin. Sonra bunların hangi duygular olduğunu yazın. Örneğin: Neşe, sakinlik, huzur, dinamizm, rahatlık, güven vs……. Bu kelimeleri kullanarak kendinize olumlamalar hazırlayabilirsiniz ve gün içinde bunları kendinize hatırlatabilirsiniz.

Örneğin: Ben neşeliyim, ben sakin ve huzurluyum, ben güvendeyim, ben rahatım-içim rahat ben dinamik ve hareketliyim gibi… Bu cümleleri her tekrarladığınızda zihninize o olumlu imgeler gelecektir. Böylece tüm bu oluşmasını istediklerinizi yaratma şansınız artacaktır.

Bunların işe yarayamayacağını ve  size  hikâye gibi geldiğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu bizim yaşamımızı yaratabilme gücümüzün sadece bir parçasıdır.

Psikodramanın yaratıcısı J.L Moreno’nun dediği gibi biz hepimiz Tanrı’nın co-creator (yaratıcılık asistanı) ‘larıyız. Her daim güzellikleri görün.

Sevgiyle Kalın…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir