Farkındalık yolunda "İşittiklerimiz ve Dinlediklerimiz" - Kadınlar Güzeldir
Bireysel Gelişim

Farkındalık yolunda “İşittiklerimiz ve Dinlediklerimiz”

Psikolog Bilun Altunlu Armağan  

İşitme duyumuz bize kendimizi fark etmek yolunda önemli bir etkendir.  Yapılan araştırmalar göstermiştir ki insanların bir çoğu  işittiklerinin  ancak %10’u  dinliyor. Yani bize önemli gelen ve işimize  yarayacağını düşündüklerimizi dinliyoruz.  Ya da bize anlamlı gelen,  bizde  olumlu / olumsuz duygular  yaratan  sesleri, sözcükleri dinliyoruz.  Genelde  modern toplum  olumluyu  duymaya pek  alışkın  olmayabilir.

California’ da sadece   iyi  haberleri  veren bir radyo  üç gün  içinde  kapanmıştır.

Şimdi yaşamınızda ne kadar sevgi’yi    işitiyorsunuz ?   
Ya da  işittiklerinizde   sevgiyi  duyuyor  mu.. ?  
Yoksa  çevrenizdekilerin    eleştiri ,    yargı , yalan veya iki yüzlü  sözlerine mi daha çok maruz  kalıyorsunuz ? 

Eğer  bilinç   dışından  , otomatik  olarak kendimiz  ile  ilgili  irrasyonel  ama bir  o  kadar da  gerçek  olumsuz  inançlarımız / düşüncelerimiz  zihnimizde  daha  baskınsa ; o zaman  yakın   çevremizdekilerden  benzer  yargı  ve  eleştirileri   duyabiliriz . Ya   da  her  gün işittiğimiz  bize söylenen  belirti  söylemleri fark  edebiliriz.  Bu   tür yorumlar  veya  tespitler genelde  ya çok yakınlarımızdan  veya sürekli  vakit  geçirdiğimiz  iş  arkadaşlarımızdan  çevremizden gelebilir.

Bu söylemler bizim kendimiz hakkında bilinçaltında yerleşmiş paradigmalarımız yani düşüncelerimizin bir yansıması gibidir. Bunların çoğunun farkındalığında olmadığımızdan bize benzerleri söylendiğinde can sıkıcı veya rahatsız edici gelebilir.

Bize  söylenenleri  hangi  yönde  algıladığımız  yani içindeki  sevgiyi işitip ,  işitmediğimiz önemlidir. Bazen de bizim hakkımızda bize gerçekler  söylenir ,  bunu  duyabilmek , kabul edebilmek pek kolay olmayabilir. Ancak bunu duyabildiğimizde belki harekete geçebilir  ve kendimizde  bazı  değişiklikleri yapabiliriz.

Öncelikle   işittiklerinizi  gözden  geçirdiğinizde en  çok  hangi  söylemin  tekrarlandığını  fark ediyorsunuz? 

Bunu ciddiye alıp , almadığınıza  bakın. Eğer sürekli tekrarlandığı  halde yeterince ilgilenmiyorsanız demek ki  gerçekten dinlemeniz gerekiyor olabilir. Ancak bize söylenenlerin arkasındaki  niyeti  algılayabilirsek  o  zaman sevgiyi ve düşmanlığı  sezebiliriz. Bu durumda empati kurabilmek bize   işittiklerimizin  gerçek  değerini  anlamamızı  sağlar. 

Toltek  Bilgeliği ( Kadim Meksika Yerli Felsefesi )  der ki   sizin ile  ilgili  söyleneni   kişiselleştirmeyin .  Hatta    bu  sözcüklerin  söyleyen  kişi  ilgili olduğunu bilin ve  kendinizin dışında  tutmayı  başardığınızda  incinme /  kırılma  korkularınızın  üstesinden  gelebilirsiniz .

Örneğin sizin  o’nu  kırdığınızı veya kızdırdığınızı  söyleyen  birisini  düşünün. Anlamalısınız ki  o’nu  kızdıran / kıran  siz  değilsiniz , sadece on’daki  bir  yaraya parmak  basmışsınızdır.

Eğer  o’nun söyledikleri  sizde  olumsuz  duygular  uyandırmışsa ,  bilin ki  sizin  orada  bir  hassasiyetiniz veya  güçsüzlüğünüz  var. Bu da kendi  bilinçaltı  paradigma (  inanç / düşünce /  karar / travma vs.)larınızın sizde  bıraktığı  izler  yüzünden  oluşmaktadır.

Tüm eleştiri  ve  yargılamaları  kişisel  algılarsanız  , sürekli  haklı çıkmaya , onaylanmaya ve sevilmeye  ihtiyaç duyarız . Bu  durum  sizi  diğerlerinin  tutumlarına  bağımlı  kılar.Size  söylenen  olumsuz  sözcükleri  kişiselleştirmeden  duyabilirseniz  o  zaman  bunların  saldırgan  olanlarını  veya  gerçek duymanız  gerekeni daha iyi  ayırt edebilirsiniz.

Bazılarının arkasında  yatan  ‘’  sevgiyi ‘’ duyabilirsiniz. Böylece  her  söylenende sevgiyi duymaya   başlarsınız . Kısacası   işittiklerimizin  arasından   duymayı  seçtiklerimiz yani  bizde bir  duygu uyandıran , dikkatimizi  çeken tüm  sözcükler bize  bizi anlatırlar.

İşittiklerimizin arasından sevgiyi , saygıyı ve  güzellikleri duymayı  seçebiliriz. Bu  gerçekten bizim  elimizdedir ancak  kendimizi  olduğu  gibi  kabul  edip  sevebilmeyi  başarırsak…………

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir