Damarlarınızı Tıkamayın! - Kadınlar Güzeldir
Sağlık

Damarlarınızı Tıkamayın!

Özel Bir Nefes Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Hekimlerinden; Uzm.Dr.Mustafa Kemal ÖZBEK Damar Hastalıkları hakkında önemli açıklamalar yaptı.

İnsan vücudunda atar damar, toplardamar ve lenf damarı adı verilen 3 adet damar sistemi bulunmaktadır. Bu 3 farklı sistemin hastalıkları, görüldükleri yaş grupları ve tedavi şekilleri birbirlerinden oldukça farklılıklar göstermektedir.

Atar Damar Hastalıkları ve Tedavileri: 

Atar damar hastalıkları genel olarak tıkayıcı (sklerotik) ve genişleyici (anevrizmatik) olarak iki grupta toplanmaktadır.

Tıkayıcı damar hastalıkları sıklıkla, sigara içen, yağlı beslenen, fazla kilolu veya şeker hastalığı bulunan bireylerde görülen ateroskleroz (damar sertliği) adı verilen hastalığa bağlı olarak 40’lı yaşlardan sonra ortaya çıkmaktadır. Bu hastalarda görülen en tipik şikayet, kodikasyon adı verilen, belirli bir mesafeyi yürümekle ortaya çıkan ve hastanın bir adım daha atmasına izin vermeyen ağrıdır. Bu ağrı, birkaç dakikalık bir istirahatin ardından kaybolur. Ancak her defasında aynı mesafeyi yürümekle tekrarlar. Hastalık tedavi edilmediği sürece, ağrısız yürüyüş mesafesi giderek azalır ve hastanın günlük yaşamında yapması gereken sıradan aktiviteler bile yapılması imkansız bir hal alabilir.

Hastalığın son döneminde iskemik ağrı istirahatte de ortaya çıkar. Ancak çok güçlü ağrı kesici ilaçlar ile şikayetleri azaltılabilen hastalığın kaçınılmaz sonu gangren gelişimi ve maalesef uzuv kaybıdır.

Toplardamar Hastalıkları ve Tedavileri: 

Dokulardaki kan, toplardamarlar (venler) yolu ile tekrar kalbe geri döner. Yerçekimine ters olan bu kan akışını sağlayan bir pompa gücü yoktur. Nefes almak ve bacak kaslarını kullanmak (yürümek ve spor yapmak) bu dönüşü hızlandırırken, ayakta sabit durmak veya sürekli oturmak toplardamar içindeki kanın hareketini zorlaştırmaktadır. Toplardamarların içinde bulunan ve kapakçıklar kanın geriye kaçmasını engelleyerek akım yönünün yalnızca kalbe doğru olmasın sağlarlar. Toplardamarların iki temel hastalığı vardır: kapak yetersizliği ve damar içi kan pıhtılaşması. Kapak yetersizliği sonucu varisler ve kronik toplardamar yetmezliği oluşur.

Varisler: Kapak yetersizliği sonucunda yüzeysel toplardamarların genişlemesine ve / veya kıvrımlı bir hal almasına varis adı verilmektedir. Uzun süre ayakta durulduğu taktirde varisli bacakta ağrı ve basınç hissi meydana gelir. Bu şikayetler bacağın yukarıya kaldırılmasını takiben gerilemektedir. Hastalığın diğer belirtileri; ağırlık hissi, kaşıntı, kramplar ve ayak bileklerinde ödem (şişlik) dir. Tedavi edilmeyen ve kapak yetersizliği ileri boyutta olan hastalarda, ayak bileği çevresinde renk değişiklikleri ve ülser (açık yara) meydana gelebilir.

Varis, kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha sık görülür. İleri yaş, hamilelik, uzun süre ayakta durmak, şişmanlık ve aile öyküsü hastalığın risk faktörleridir.

Toplardamar İçi Kan Pıhtılaşması: 

Bacaktaki toplardamarlar derin ve yüzeysel olarak ikiye ayrılmaktadır. Çeşitli sebeplere bağlı olarak her iki seviyedeki damarların içinde pıhtılaşma meydana gelebilir. Yüzeysel damarlardaki pıhtılaşma neticesinde, ciltte kızarıklık ve ağrı meydana gelir. Tromboflebit adı verilen bu hastalık ilaç tedavisi ile iyileştirilebilir. Pıhtılaşmanın derin toplardamarlarda meydana gelmesine ise derin ven trombozu (DVT) denir. Bacakta ağrı ve çap artışı ile seyreden bu tablo çok daha ciddidir. Oluşan pıhtının koparak kalbe, oradan da akciğerlere kaçma riski vardır. Bunun sonucunda hastada hayati tehlike meydana gelebilir. Derin ven trombozunun erken teşhis ve tedavisi hastanın, ilerideki yaşantısının kalitesi açısından çok önemlidir. Geç kalınan olgularda bacaktaki çap artışı kalıcı bir hal alabilir.

Lenf Damarı Hastalıkları ve Tedavileri: 

Lenf damarları, dokular arasında bulunan lenf sıvısını kan dolaşımına katılmak üzere taşıyan lenf drenaj sisteminin en önemli halkasını oluştururlar. Kötü ayak hijyeni ve mantar enfeksiyonları sonrasında bakterilerin deri altına girerek yayılması neticesinde lenfanjit adı verilen ve yüksek ateş ile bacakta kızarıklık meydana getiren lenf damar iltihabı oluşabilir. İlaç tedavisi ile şikayetleri kaybolan hastaların nüksleri önlemek amacıyla ayak sağlıklarına özen göstermeleri tedavinin başarısı açısından çok önemlidir. Tekrarlayan lenfanjit atakları sonucunda hastanın hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen, bacakta çap artışıyla seyreden ve tedavisi son derece zor olan lenfödem adlı klinik tablo ortaya çıkabilir.

Özel Bir Nefes Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Hekimlerinden; Uzm.Dr.Mustafa Kemal ÖZBEK

Damar tıkanıklığı nedir? 

Damar tıkanıklığı damar duvarının iç tarafında yağ kalıntıları, kolesterol artıkları gibi madde birikimi nedeniyle tıkanıklık gelişmesidir. Beyin ve kalp damarlarında ortaya çıktığında hayatı tehdit edebilen sonuçlara neden olabilir. Sıklıkla son damardaki daralma son evreye kadar belirti vermediğinden kalp krizi, inme gibi ciddi rahatsızlıklara neden olur.

Damar tıkanıklığı,bir kan damarının genellikle damar sertliği ya da bir pıhtı nedeniyle tıkanmasıdır. Tıkanıklığa neden olan pıhtı, sıklıkla damarlarda aterosklerotik plaklar nedeniyle daralmış bölgelerde gelişir. Fakat damar tıkanıklığı sadece bir pıhtı tarafından oluşturulmuş olan bir tıkanıklığı tanımlamak için kullanılamaz. Tıkanıklığa başka faktörler de neden olmuş olabilir.

Tıp literatüründe vasküler oklüzyon olarak bilinen rahatsızlık atardamarda ya da toplardamarda gelişebilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte damarların duvarında ortaya çıkan esneklik kaybı hipertansiyon, damar sertliği, hiperkolesterolemi, diyabet, obezite  gibi hastalıkların da katkısıyla damarlarda tıkanıklık oluşumunu kolaylaştırır.

Sedanter yaşam, sigara kullanımı ve sağlıksız beslenme gibi faktörler damar tıkanıklığını tetikler. Belirtiler tıkanıklığın geliştiği damara göre değişiklik gösterir. Örneğin beyin damarı tıkanmışsa kol ve bacaklarda kuvvet kaybı, hissizlik, uyuşma, konuşma sorunları gibi belirtiler görülürken; koroner arter hastalığı olarak bilinen kalp damarlarında tıkanıklık göğüs ağrısı, sol kolda ağrı, uyuşukluk gibi şikâyetlere neden olur. Tedavide birincil olarak sağlıklı beslenme,fazla kiloların verilmesi, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Gerekli durumlarda ilaç tedavisi ve cerrahi müdahale ile tıkalı damar açılabilir.(Kardiyoloji Konsültan Muayenesi gerekli olabilir.)

Ayrıca’ koroner arterle ilgili kardiyoloji EKG,EFOR,EKO işlemleri

Dahiliye ile ilgili periferik Damar Hastalıkları ve rutin biyokimya tetkikleri, doppler İşlemleri,

Santral sinir sistemi ile ilgili Nöroloji Konsültan Muayenesi BT,ve MR (Emar) Görüntülemesi Tanı sürecinde uygulanacak yöntemlerdendir.

 Özel Bir Nefes Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Hekimlerinden; Uzm.Dr.Mustafa Kemal ÖZBEK

Damar tıkanıklığı belirtileri nelerdir? 

Belirtiler tıkanıklığın geliştiği damara göre şekillenir. Kalp damarlarında tıkanıklık ortaya çıkarsa;

  • Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı sıklıkla basınç tarzındadır ve boyun, çene, kol ve sırtın sol tarafında da yansıyan ağrı şekilde hissedilir.
  • Nefes darlığı
  • Kalp krizi: Damar tamamen tıkandığında kalp kasları beslenemez. Beslenemeyen kasta nekroz yani doku ölümü ortaya çıkar. Acil tedavi gerektiren, ölümcül olabilen şiddetli bir sağlık sorunudur.

​​​​​​Beyin damarı ve şah damarı tıkanıklığında görülebilen belirtiler;

  • Ani görme kaybı
  • Bulanık görme
  • Vücudun bir yarısında uyuşma, karıncalanma, kuvvet kaybı ve hissizlik
  • Yürüme güçlüğü
  • Denge bozukluğu
  • Bilinç bulanıklığı
  • Konuşma bozukluğu
  • Baş dönmesi
  • Şiddetli baş ağrısı
  • Yutma güçlüğü
  • Hafıza problemleri olarak sıralanabilmektedir.

Yukarı da bahsettiğimiz sağlık sorunlarını yaşıyorsanız, öncelikle Dahiliye uzmanına muayene olmalıdırlar. Tüm hastalıklarda olduğu gibi damar hastalıklarında da erken teşhis çok önem arz etmektedir.

 ÖZEL BİR NEFES HASTANESİ

İÇ HASTALIKLARI (DAHİLİYE)

Uzm.Dr.Mustafa Kemal ÖZBEK

“Sağlık Hattınız”

0288 415 7474

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir