Zor duygular ve beden - Kadınlar Güzeldir
Bireysel Gelişim

Zor duygular ve beden

Psikolog Bilun Altunlu ARMAĞAN

​Duygular beden yolu ile hissedilir.  Üstesinden gelemediğimiz bizi zorlayan duyguları bedenimizin farklı alanlarında biriktirir ve saklarız. Bunlar  çocukluk  travmalarından  başlayarak hastalıklar,  kayıplar , sevdiklerimizin   ölümü  gibi olaylarda yaşayıp   bastırdığımız olumsuz  duygulardır. Bedenimizi farklı şekillerde etkilerler.

Enerji psikolojisine göre prosesten geçiremeyip kalan  duygular sonunda bizi hasta eder. Örneğin ;

  • Önemli bir kayıptan sonra tutulamayan yas ve yaşanamayan üzüntü , süregelen bir akciğer problemi oluşturabilir.
  • Kızgınlık ve acı , bunları tanımlayıp nereden geldiğini  fark edip kabullenmedikçe genellikle bedenin orta bölgesini etkileyerek karaciğer ve safra kesesi problemleri yaratır.
  • Tamir edilememiş kırık bir kalp , kalp ve damar problemlerine yol açar. Veya sevgiye açılmamış , bloke olmuş bir kalp sorun yaratır. Materyalist bir dünyada erkeklerin çoğu sevgiden çok para ile ilgili olduklarından bu sorunu daha çok yaşarlar.
  • Cinsel , fiziksel ve duygusal taciz ve suistimal genellikle bedende fazla kilo olarak yansır. Bu duruma maruz kalanlar kendilerini koruma içgüdüsü ile şişmanlamaya başlayabilirler. Ayrıca proses edilememiş her türlü duygu fazla kiloya dönüşebilir. Biz neyi reddetip , itersek o kendine bir yaşam alanı yaratır , bu gerçekten farklı bir bilinç oluşturmak gibidir. Ne zaman biz yaralı duygularımızı bedenimizde bir yerlere bastırırız , orada ki enerji akışını kısıtlar veya durdururuz bu da kilo almaya veya ciddi hastalıklara yol açar.

Bu durumdan kurtulmak için öncelikle bastırılmış duygularımız ile yüzleşmemiz gerekir. Ancak ondan  sonra  iyileşme  gelebilir . Bu 3 adımda gerçekleştirilebilir.


1-) Sakinleşmek ve 10 dk . kadar derin gevşeme içinde olmak derin duyguları farkettirebilir.  Meditasyon  gerçekte nasıl hissettiğimizi fark etmenin önemli bir yoludur.


2-) Geçmiş travmaları hatırlamaya kendimizi açmak önemlidir. Önemli olan olayları hatırlamak değildir , onların yarattığı  duyguların yüzeye çıkmasına izin verip ifadeye dökmek , o duygunun içinden geçerek onu sağaltmaktır. Bu biraz ürkütücü olabilir , o zaman bunu bir profesyonel ile çalışmak işimizi kolaylaştırır. Veya kendine yardım çalışma ve egzersizlerini öğrenmek; nokta vuruşları , havening dokunuşları gibi….


3-) Ortaya çıkan duyguları yazmak ve isimlendirmek yardımcı olur. Örneğin her birini tanımlayın; kıskançlık , kızgınlık , suçluluk , öfke , hayal kırıklığı , pişmanlık vs….Sonra onların içine girmeden , önümüzden akmasına izin vermek , tanımak , tanımlamak ve  inceleyip akıp gitmelerine  izin vermekte bizi rahatlatır. Eski ve bizi hala meşgul eden duyguları sağalttıktan sonra günlük yaşamımızda oluşan olumsuz duyguları bastırmayıp prosesten geçirebilmek için ;

  • Meditasyon uygulamaları ,nokta vuruşları , farklı enerji psikoterapisinin kendine yardım teknikleri ve havening dokunuşları çok işe yarayabilir.
  • Veya günlük olarak duygu ve düşüncelerini hatta hedef ve niyetlerimizi yazmakta iyi bir sağaltım yöntemidir. Biz bedenimizde ve  psişemizde  hapsolup  kalmış duyguları yani olumsuz enerjileri sağaltmayı başardığımızda hem kendimizi hemde hayatımızda çok önemli değişimler olabilir.

’MUTLULUK    HALLERİ’’

Hayatımızı düşünce ,  duygu  ve davranışlarımız , seçimlerimiz ve bilinçdışından yansıttıklarımız ile biz yaratırız. Bu  süreçte  gelişebilecek olan mutluluk hallerinin de sorumlusu kendimizizdir.

Aslında mutluluk sorun ettiğimiz onlarca şey için çabalarken gelişir. Bunun için emek gerekir, yaşam boyu vazgeçmemek gerekir. Bazı dert ettiklerimizden vazgeçmek, bazen de bize gerekli olanı seçebilmektir mutluluk.
 
Bazılarımız kaygı  ve  endişe  yaşar  yada   yalnızlık ve depresyon ile ömrü geçer. Kimimiz takıntıları yüzünden bir türlü rahatlayamaz  veya  gerçekten  berbat yaşam koşullarından dolayı yaşam kalitesi mahvolur. Çözüm öncelikle sorunlarımızı fark  etmek ,  kabul etmek ve onlar ile yüzleşmektir. Sorunlarından kaçmak ya da kurtuluş beklemek kişiye asıl mutsuzluk yaşatan durumdur.
 

FARK ET ,  YÜZLEŞ ,  ÇÖZ  VE  MUTLU  OL.

Formül bu kadar basittir. Ancak  her  zaman  gerçekleştirebilmek  o kadar kolay olmayabilir. Bunun nedeni çoğumuzun sürekli iyi hissetme ihtiyacı ile problemlerimizden kaçmamız ya da  kurban psikolojisine  girerek kendimiz ile yüzleşmekten ise başkalarını sorumlu tutarak suçlamamızdır. Bir çoğumuz  sorunlarımızdan kaçarak bize anlık haz veren şeylere  yöneliriz .  Bu yüzden  alkol , sigara , uyuşturucu, alışveriş ,aşırı yemek yeme sosyal medyayı aşırı kullanma gibi bağımlılıklar gelişir.


 
Hatta   kişisel  ve ruhsal gelişimin yetersizlik noktası da  sağlıklı  olduğuna inanılan farklı alışkanlıkları kişiye öğretmektir. Böylece kısa dönemli iyi hissetmeyi öğreniriz ama gerçek sorunlarımız ve altında yatan sebepler ile yüzleşemeyiz. Ancak sorunlarımıza çözüm üretebilmek bize mutluluk verir. Sürekli bitmeyen bir iş gibidir ,  eylem ve yaratıcılık gerektirir.

Farklı bir yönden bakarsak ta tüm bu  farket, yüzleş , çöz formülünü uygulayabilmek için enerji ve titreşim alanımız yüksek olmalı ve biz yeterince güçlü olabilmeliyizdir..Bu  koşulları oluşturmak üzere bazı pratikleri  hayatımıza sokmak ve yeni bir yaşam biçimi oluşturmak da bizim sorunlarımızı çözebilme becerilerimizi  geliştirir ve enerji alanımızı yükseltir.
   

Örneğin; Aşağıda listelenen pratikler ve benzerleri hepimizin mutluluğuna katkıda   bulunabilir.

Hayata ve insanlara ‘’iyimser ‘’gözler ile bakarak olumlu bir tutum geliştirmek.

Yargılamamak , sadece gözlemlemek…………sadece insanları değil doğayı, hayvanları, güzellikleri gözlemlemek. Ama öncelik ile kendimizi gözlemlemek…

Şükretmek ve  teşekkür etmek.

Bazen ‘’hayır’’ demeyi  öğrenmek.

Çevremizi bizi destekleyen insanlardan oluşturmak. Düşünce ve duyguların enerjileri bulaşıcı olabilir ve istemeden onlara uyumlanabiliriz. İçimizde ki huzura  ve olumluya odaklanarak , onları korumalıyız.

Teknolojiden uzaklaşarak sık sık doğaya çıkmak.

Günün bazı saatlerini sevdiğimiz işlere ayırmak. O işleri yaparken o akışta kaybolmak.

Düzenli hareket etmek, nefes egzersizleri yapmak.( Spor ,yürüyüş, fitness vs. yapmak)

Az ve öz doğal gıdalar ile beslenmek. Stres hormonlarından en güçlüsü olan kortizolü yükselten yiyeceklerden uzak durmak. (Şeker , doymuş yağlar, basit karbonhidratlar , kızartmalar , hazır gıdalar vs. gibi………)

Yeniliklere açık olmak için gündemi takip etmek, okumak ve anlamak için çaba sarf etmek. Değişen dünyaya  adapte olmak.

Öncelikle kendimize ve tüm yaratıma ‘’ Seni seviyorum’’ demeyi denemek.

 
                                                                                                                         
Bu ve benzeri davranış ve yaklaşımları geliştirmek bize sorunlarımızı fark etme ve onlarla yüzleşme gücü verir. Çözüm üretebilmek için ise daha  spontan  ve yaratıcılığımızı ortaya koyarak eyleme geçmemizi sağlar.
 

FARK ET ,  YÜZLEŞ , ÇÖZ VE MUTLU OL…………..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir