"Bedensel tüm sıkıntı ve hastalıklarımız bize bizi anlatır" - Kadınlar Güzeldir
Bireysel Gelişim

“Bedensel tüm sıkıntı ve hastalıklarımız bize bizi anlatır”

Psikolog Bilun Altunlu Armağan

 Bedenimizde yaşadığımız rahatsızlıklar ve hastalıklar bize kendimiz,yaşamımız ve geçmişimiz hakkında mesaj vermek ve bizi uyarmak için oluşurlar. Kısacası bize düşüncelerimizin,duygu durumumuzun,söylemlerimizin ve yaptıklarımızın sağlıklı olmadığını anlatırlar.

Genelleme yapacak olursak bize kendimize, çevremizdekilere veya hayata dair sevgi eksikliğimizin olduğu mesajını verirler. Aslında tüm ruhsal sorunların kökeninde kendini olduğu gibi kabullenememe, kendini sevememek ve kendine güvenememek vardır.

Bunların sonucunda ise fark etmeden ve elimizde olmadığını düşünerek bazı fiziksel problemler üretiriz. Bu bakış açısını daha yakından tanıyıp, benimsediğimizde tüm hastalıkların psikosomatik olduğunu söyleyebiliriz.

Geçmişte psikosomatik  olarak tarif edilen hastalıkların hayali olduğu düşünülürdü, ancak gittikçe bilinçlenen toplumda  bu tür rahatsızlıklarında fiziksel olarak var olduğunu ve kişinin yaşadığı ruhsal sorunlardan kaynaklandığını biliyoruz.

Ancak hastalıklarımızın bir kısmının psikosomatik, bir kısmının da sadece dış etkenlerden oluştuğunu düşünmenin yüzeysel bir bakış açısı olduğunu bilmeliyiz.

Bunu bir örnek ile açıklayacak olursak; sürekli işi dolayısı ile asbest gibi zararlı maddelere maruz kalıp akciğerlerinden ciddi şekilde hastalanan bir işçiyi düşünelim. Onun ruh halinin bu durumdan sorumlu olabileceğini düşünmeyiz ve hastalığını tamamen dış koşullara bağlarız. Ancak o’nun psikolojisine bakabiliyor olsaydık büyük olasılıkla eziklikleri,  yetersizliklerinden dolayı kendine ve çevresine sevgisiz ve güvensiz olduğunu veya geçinebilme stresinin oluşturduğu baskı ile korku, kaygı dolu bir ruh hali içinde hayatta sürekli güvensiz hissettiğini keşfedebilirdik.

Bu tür düşünce ve duygularla yaşamını oluşturduğunu, kimsenin maruz kalmaması gereken bir ortamda çalışarak kendini riske attığını anlardık. Öncelikle kendine ve sonra çevresine sevgisizliğiyle oluşturduğu bu ciddi hastalık, dış etkenlere bağlı geliştiği düşünülse de aslında kişinin içsel koşullarına bağlı gelişmiştir. Bu ruh halindeki bir kişinin böyle bir iş yerinde,bu tür koşullarda çalışmasa da eninde sonunda kendine zarar vereceği ortadadır.

Olumsuz düşünce ve duygularla yaşayan kişiler bilinçaltı zihinlerinde bir bilgisayar yazılımına dönüşmüş hayata ve kendine sevgisiz, değersiz ve stres dolu bakış açıları geliştirirler. Bu durum enerjetik olarak sürekli bedenlerinin enerji yollarını tıkayacak ve orada sürtünmeye sebep olarak enflamasyonlar yaratacaktır. Ayrıca bedenimizin işleyişinden sorumlu merkezi sinir sisteminin beynimizde yer aldığını biliyoruz ancak hangi irade ile bunu yaptığına gelirsek,orada bilinçaltı zihnimizin devreye girdiğini düşünebiliriz.

Duygularımızın da bu zihnin bir yansıması olduğunu varsayarsak, kişinin seçimlerini, davranışlarını ve tutumlarını da bilinçaltı paradigmalar ve enerjiler belirleyecektir.

Böylece kişinin bilinçaltına çok çocuklukta hatta bebeklikten bu yana yerleşmiş olan bu bakış açıları (paradigmalar) onun sağlığından da sorumlu olacaktır. Yeter ki farkında olalım ve bunları olumluya dönüştürüp daha sağlıklı, mutlu ve yaratıcı hayatlar sürdürebilelim. Tabii ki bu durumda aileye ve topluma çok iş düşmekte  ve çocuklarımızı yetiştirirken,eğitirken onların kendine güvenli, kendine değer veren ve sevgi dolu olmalarını sağlayabilmeliyiz. Sağlıklı birey, sağlıklı toplum ancak bu şekilde oluşabilir.

Önleyici tıp anlayışı geliştikçe de ruh sağlığını ve gelişimini destekleyecek çalışmaların eğitim sistemine dahil edilmesinin önemi gittikçe artmaktadır.
 
Önümüzdeki haftalarda “hastalık enerjisi nasıl oluşur?”, “bilinen hastalıklar,karmik hastalıklar ve kronik hastalıklar hangi ruh hali ve bilinçaltı paradigmalardan oluşur” konulu yazılarımı okuyabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir